Uçuyor Muhammad Ali

Kulağıma fısıldıyor kızım Hana: “Gözün arkada kalmasın, baba. Seni seviyoruz. Sevgiyi seviyoruz. Huzurla kavuş Allaha. Özgürce…”

Olimpiyat ateşini tekrar yakıyorum. Elim titriyor mu yine? Heyecan, elbet. Biraz da parkinsondan.

Barack Obama’nın sesi: “Muhammad Ali duruşu ile Martin Luther King ve Nelson Mandela ile yan yana anılacak. Dünyayı sarstı, silkeledi, daha iyi kıldı. Hepimizi geliştirdi.”

Bebekken yerimde durmazmışım; altı aylıkken, beni gören biri “Bu çocuk boksör olur” demiş. Erken konuşmuş, on aylıkken yürümüşüm. Çocuk arabasında kalkıp her şeyi görmek istermişim.

“Dünya büyük bir şampiyon yitiriyor. İnsan sevgisiyle dolu Muhammad Ali ayırımcılığa karşı savaşçı… Büyük bir dost.” Jim Brown’ın sesi bu. Amerikan futbolunun dev ihtiyarı.

18’imde Roma Olimpiyatı’nda altın kazanınca sordular: “Sert yumruk yemedin; canın yansa dayanabilir misin?” İrkildim: “Canımın yanmasını hiç istemem.”

Antrenörüm Angelo Dundee’nin sayesinde profesyonel oldum. İngiltere’de, dövüşeceğim bir boksöre sordum: “Boyun ne kadar?” “Niçin sordun?” dedi. Güldüm: “Sen dört ayak üstüne çökünce ne kadar geri çekilmem gerekir -bileyim diye.”

22 yaşımda, Dünya Şampiyonu Sonny Liston iri ve güçlü… Bahislerde 9-1 ona şans veriliyor. Adam sanki süpermen. Önce dalga geçip imajını hırpaladım. Ama maçtan önce şöyle yazdım:
“Aslında saygım var; Liston şampiyon, değil mi? Ama maça dikkat çekmeye çalıştım. Dünyanın en çok para kazanan sporcusuyum. En iyi boksör benim, umarım şampiyon da olurum. Bana kızılması umurumda değil; yeter ki para verip bilet alsınlar. Yenilirsem ne mi yaparım? Bilmem. Kaygılı değilim. Ringde işler ters giderse… biraz beklerim. Yaz gelir, çiçekler açar, küçük kuşlar uçmaya başlar; uyanır insan, kalkar yataktan, dışarı çıkar. Zamanla değişir insan.”
Liston bakışıyla beni ezmeye çalıştı; “Bana sökmez” dedim gülerek. Adam ağır, çok yumruk sallarsa yorulur. Dans etmeliyim. Yedinci raundda devirdim. Haykırdım: “Kalk, haydi!” Harika fotoğrafçı Neil Leifer çekti.

Tenis ustası Serena Williams’ı duyuyorum: “Kahramanımdı. Daima öyle kalacak.”

“En büyük benim” derdim. Müslüman oldum; Artık “En büyük Allah’tır,” diyordum. Vietnam’a savaşa gitmeyi reddettim. Gerçek Müslüman şiddete bulaşmaz; erdemli yaşamaya özen gösterir. Beş yıl hapis cezası. Gerçi yatmadım, ama şampiyonluk elimden alındı. Sürgüne gittim. Birkaç yıl boks izni verilmedi.

Basketbol sihirbazı Dwayne Wade’in sesi: “Güçlü, gururlu, gür sesli; sözü ve eylemi ile öncülük eden bir silah… Hepimiz adına dimdik durdun, minnettarız. Senin olduğu yerde olmak benim için şerefti; iyi insan olma yolunda bana çok katkın oldu.”

Frazier ile dövüşlerim… Yaman boksör doğrusu. Son raund geldiğinde, köşemde kararsızdım: “Bıraksam mı acaba?” Ama bırakmadım, kazandım. Foreman sonar… Yorma stratejim. Derken Mike Spink.

Önce siyahların İslamından yanaydım ama sonra Malcolm X beni Mekke’ye götürdü. Hacca… “Bak” dedi, “her renkten insan var burada.” Değişti görüşüm.

Dövüşmek saçma, aslında. Bıktım, kendimi hayır işlerine adadım.

Benden korkan çok; çünkü doğru söylerim. Hakikat insanı özgürleştirir.

Amerika’yım ben. Hani şu kabule razı olamadığınız kesimden. Alışın bana: Siyahım, özgüvenim var, başım dik; seçtiğim adımla kendimim; amaçlarım benim amaçlarım, sizinkiler değil. Alışın.

2001’de 11 Eylül saldırıları üzerine New York itfaiye şapkası ile Sıfır Noktasına gittim, parkinson yüzünden güç bela. Evde kalıp sorunun kaynağı olarak Müslümanların suçlanmasına seyirci kalamazdım. İslam cinayet dini değildir; barış demektir.

George Foreman’ın sesi: “Ali’den once; ‘Ben güzelim’ dememişti kimse. Ali kral gibiydi ama sıradan insanların dostuydu. İşte güzellik budur. En yüce türünden…”

Boksa en çok teşvik eden insan annemdi.
Kızım Leyla ne zaman ringe çıksa korkarım. Kendim için korkmadım ama kızım için hep korkmuşumdur.

Üç kere dünya şampiyonu oldum.
Beni ben yapan benim.

Ne diyor Mike Tyson? “Tanrı şampiyonunu almaya geldi. Güle güle, büyük insan.”

Şampiyonsam hepimiz şampiyonuz.

Kızım Hana Ali’nin sesi: “Babamı toplanıp kucakladık; okşuyor, dua ediyoruz. Bütün organları durdu ama kalbi yarım saattir atıyor. Böyle şey görülmüş değildir. Ruh gücünün, iradesinin işareti.”

Arı gibi soktum, kelebek gibi uçuyorum.

Tarık Günersel
(3. Sayımızdan)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir