Bir Martı Ayininde Lucifer

 

vakit geldi artık atlamak zorundayız
imkan yok daha fazla alçalmaya
yoksa kanatlarımızdan dağılacağız…

deniz nasıl anlayabilir ki ıslandığını, yağarken yağmur
ve biteceğini bile bile, insan!
kendine ait bir kara parçası mı aramalı
kalın perdeleri çekilmiş camların arkasında,
bir mum ürkekliğinde oturup hayal mi kurmalı

ah benim karahindiba çiçeğim, hemdemim…
aşk ne nankör bir kavramdır ki,
kaybolmaya yosun tutmuş bir saç tokasını,
zamansız çıkartıyor insanın karşısına
dışına çıkıyorum kelimelerin, boyutlar çiziyorum havaya
ve bardaktan boşalacak suyun, dudaklarınla buluşacakkenki,
heyecanı ve telaşı var dudaklarımda

-da örneğin biz zaten aynı iskelede buluşmuşuz
sen, karşı kıyıya hareketlenen sabah sekiz elli vapuru
ben, seni takip etikçe simide doymuş bir martı yavrusuyum
sevgi karın doyurmaz diyorlar bir de…
hatırla! bana, fazla derin bakıyorsun demiştin bir keresinde
oysa beni deniz tutar

vakit geldi artık atlamak zorundayız
imkan yok daha fazla alçalmaya
yoksa kanatlarımızdan dağılacağız
üstelik beni kan tutar, üstelik tanrılar da kin tutar

artık gelişimini tamamladı Lucifer
bu son ayinimizdi seninle
hadi! kapat ellerini yüzüme ve
amin –de

 

Alican Bayar
(8. Sayımızdan)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir