Theo Van Doesburg, Avangard sanatın en etkili isimlerinden biri. De Stijl dergisi için bir bülten hazırlamıştı ve bu bültende Neo-Plastisizm, Konstrüktivizm, Dadaizm ve Süprematizm ile ilgilenmişti. Neo-plastisizim, Piet Mondirian’ın öncüsü olduğu, ilkel renklerle basit geometrik biçimlerin ilişkisini araştıran, Kübizm’den ortaya çıkmış bir akım.Theo Van Desburg ise, Neo-plastisizm’le yetinmedi. Onun sınırlılık olarak yorumladığı köşegenleri kabul edip Elemantrizm kuramını geliştirdi.
Theo Van Doesburg’un amacı, Neo-plastisizmin öncüsü Piet Mondrian ile aynıydı: Dünyayı sorunların bağımsızlaştıracak bir sanat üretmek. Bu düşüncenin altında, sezgisel olarak iletişim kuran bir sanat üretip bağımsız ve uyumlu bir toplumu teşvik etmek amacı yatmaktadır. 1917’de Piet Mondrian, Bart van der Leck, Vilmos Huszar ve Antony Kok’la birlikte De Stijl’i kurdu. Bu topluluk, çizgileri, renkleri en basit haline indirgediler. Tekrar ve yansıtma temelli çeşitlemeler oluşturdular.
Yukarıdaki tablo “Disonansın Karşı Kompozisyonu XVI” evrenin metodlu olarak düzenlendiğine ilişkin inancını yansıtan bir imgeydi. Bu saf soyutlama, ütopik evrensel uyum idealini ifade ediyordu. Düz çizgileri ve temel renklerin oluşturduğu sınırlı bir paletin yanı sıra siyah, beyaz ve griyi kullanarak bir denge yaratmak istedi. Çalışmalarında uzun bir süre sadece yatay ve dikey çizgilere odaklanmıştı. Ancak “Disonansın Karşı Kompozisyonu XVI” ile resimde karşı ya da karşıt kompozisyonlar olarak adlandırdığı biçimi yeniden kullanmaya başladı. Theo Van Doesburg nesnelerin yapay bir sunumuyla ilgilenmiyordu. Daha çok içsel gizemciliğini denge ve uyum yoluyla açığa çıkarıyordu. Onun çalışmaları yalnız resim sanatını değil, modern mimariyi de etkilemiştir.
Bağımsız ve Uyumlu Sanat: Theo Van Doesburg

0
Facebook
Twitter
Pinterest
Google +
LinkedIn
Email